Komşu olan iki ülke, siyasi tercihlerin sonucunda, birbirinden olabildiğince uzak durmaya çalıştılar. Tıpkı kavga etmiş, birbiriyle görüşmeyen iki kardeşin ilişkisi gibi…

   Ancak artan hasretin baskısı 1999 depremi sonrasında sevgi ve ilgi seli olup akınca iki taraf birbirini yeniden keşfetme yoluna girdi. Yemeklerden herhangi bir olaya tepkilerine kadar birçok ortak yönü olan bu iki Milletin yakınlaşması çok doğaldı. Eğitimlerinin veya ömürlerinin bir kısmını yurtdışında geçirmiş olanların, o dönem hayretle şimdilerde ise gayet olağan karşıladıkları “ bir Türkün Avrupa veya Dünyanın herhangi bir noktasında karnını, evine en yakın konsepte, doyurabileceği tek yer Yunan tavernasıdır ( halk lokantası )” tecrübesi; bunun en iyi kanıtıdır. Avrupalıların bu tüketim noktalarındaki gözlemleri, onlar için bu durum, ne kadar imkânsız gibi görünüyorsa da; Türkiye’de doğmuş, büyümüş, eğitim almış, katma değer yaratmış bizler için o kadar imkân dâhilindedir…

   Vatan olarak gördüğümüz bu topraklarda Türk ve Yunan kültürleriyle yetişmiş olarak her iki kesimi de çok iyi tanımaktayız. Her iki dil almış olduğumuz eğitimler sayesinde anadilimiz seviyesindedir. Üniversite seviyesindeki eğitimler ve profesyonel hayatta edinmiş olduğumuz tecrübelerin ışığında ister Türkiye’de ister Yunanistan’da yatırım yapmak isteyenler için ideal bir rehber konumundayız.

   Saygılarımızla,

 Despina & Kostas